Gayesi büyük olanın hedefi de büyük olur. Büyük
hedeflere, büyük ufuklara sahip olmakla ulaşılır. Büyük ufuklar büyük idealler
ister. Büyük ideallerin gerçekleşebilmesi için güçlü stratejiler gerekir.
Bunun için lazım olan güç ise, Allah’a gerçekten
inanmış “cesur bir yürek”, şehadete susamış “tevhidi bir erek” ve bu
ikisinin kuvvetiyle küfre hücum eden “bükülmez bir bilek”tir.
Gayemiz Allah’tır,
“Allah
Teala’nın rızası”nı kazanmak.
Hedefimiz, Allah’ın
rızasını kazanabilecek bir hayat tarzını; “kaynağını Kur’an’dan, tatbikatını da
Rasulullah’tan alan bir hayat”ı yaşamak, yaşayabilecek ortamı tesis
etmek.
Ufkumuz, “tevhid
mücadelesi”nin tarihinden alınacak tüm ders ve tecrübeleri temel edinerek
yükseltilmek suretiyle istikbale uzanan; belli bir zamanla, belli bir mekânla,
belli şahıs veya şahsiyetlerle, günübirlik ve kısa vadeli politikalarla, kısmi
ve kısır prensip ve programlarla sınırlandırılmamış “evrensel istiklâl eylemi.”
İdealimiz, Kur’an
ve Sünnet hükümlerine dayanan, “Hududullah”ın sınırları içinde “Hükmullah”ı
ikame eden ve onunla varlık bulan, “Ümmet Birliği”ne dayalı “İslam
Devleti.”
Bunun için gerekli olan strateji ise, “İ’lây-ı
Kelimetullah Stratejisi.”
“İ’lây-ı Kelimetullah Stratejisi”nin özü ve esası, terimin
manasından da anlaşılacağı üzere, Allah’ın
kelimesi olan Kur’an-ı Kerim’in; fert, aile, toplum ve devlet hayatında,
itikadi, ibadi, ahlaki, ameli, içtimai, siyasi, iktisadi, hukuki, adli, idari,
kültürel vb. alanlardaki bütün
hükümleriyle bir bütün olarak ve tüm dünyaya şamil olacak şekilde hakim
kılınmasıdır.
Sözünü ettiğim strateji, bu ilahi vazifeyi eda
edebilmenin yoludur, metodudur. Ancak burada hemen cevaplandırılması gereken
mesele, “Kelimetullah”ın dünyaya hakim kılınmasının mana ve mahiyetinin
ne olduğudur. İslam dünyaya nasıl hakim olacak? Dünyada herkesin müslüman
olmasıyla mı? Dünyanın süper dvletlerinin idari kadrolarına müslümanların
gelmesiyle mi? Yeryüzünün her yanında fiilen İslami idarelerin tesis
edilmesiyle mi? Veya acaba şöyle mi:
İslam coğrafyasında veya İslam coğrafyasına yeni
katılacak bir yerde güçlü bir İslam devleti kurulur, bu devlet dünya üzerinde, genel
olarak dünyada özünü dinleten, her tarafta ve her alanda geçerli nüfûzu olan,
her tarafı kontrol yeteneğini haiz bir “siyasi-sosyal-iktisadi-hukuki-kültürel-askeri”
güce sahip, “dünya sistemini kurmada ve yönlendirmede “dünya lideri” olarak “Hududullah”
dahilinde ve “Hükmullah”ın hakim olduğu bir “başat güç” haline gelir.
Benim aklıma yatkın olan bu. Bu amaca yönelik
olarak müslümanlar “güçlü stratejiler” hazırlamalılar ve bu stratejileri ısrarla
ve sabırla takip ve tatbik etmeliler.
Böyle bir stratejiye dair pek çok hazırlık
yapılabilir; ancak ayrıntıya girmeden ve sadece birkaç önemli köşe taşına
işaret babından bazılarını şöyle sayabiliriz:
— Kur’an ve
Sünnet hükümlerine dayalı, “öz”de, “söz”de, “iz”de ve “iş”te “toplumsal değişim”in
gerçekleştirilmesi.
— “İslam Kardeşliği”nde buluşulması.
— Tüm
müslümanların “öz”lerini, “söz”lerini, “iz”lerini ve “iş”lerini
bir etmesi; “düşünce”, “tavır” ve “eylem” birliğini gerçekleştirmesi; “kaynaklar”ını, “potansiyel”lerini
ve her türlü “güç”lerini
birleştirmesi.
— “Ümmet şuuru”nun elde edilmesi ve “ümmet birliği”nin gerçekleştirilmesi.
— “Hilafet” çatısı altında “tek-merkezli” örgütlenmeye gidilerek, “Birleşik İslam Ordusu”nun kurulması.
— Müslümanların
yeryüzündeki “tarihi ve tabiî haklar”ı
tesbit edilerek, tüm müslümanlara bu hususta duyarlılık kazandırılması.
— Siyasi,
sosyal, hukuki, idari, iktisadi ve diğer alanlarda “sistem modelleri”, “hukuki
altyapı ve mevzuat” ile “alternatif dünya sistemi” hazırlanması.
— Dünyada “kültürel üstünlük”ün elde edilmesi.
— Mutlaka “örgütlü” hareket edilmesi.
İşte “İ’lây-ı Kelimetullah Stratejisi”nin
köşe taşlarından kimileri bunlar.
Burada bir nebze “örgütlülük” üzerinde
durmak istiyorum. İslam’ın bir “hayat nizamı” olarak dünyaya hakim
kılınması için geliştirilecek bu stratejinin öngördüğü harekat, mutlaka örgütlü
bir hareket olmak zorunda. Böyle bir örgütlenmenin ise üç vazgeçilmezi var:
1- Hareketin bugününe ve geleceğine yönelik
olarak gerekli olan “yeterli liyakat ve sayıda eleman” yetiştirmek, “kadro”
hazırlamak.
2- “Şahıslar etrafında” değil, “prensipler,
ilkeler ve müesseseler etrafında” örgütlenmek.
3- “Hangi hedef” gerçekleştirilmek isteniyorsa, o
“hedefi gerçekleştirebilecek nitelikte bir yapılanma”ya gitmek.
Asgari bu tür bir yapılanmaya gitmeden değil “Dünya
İslam Devleti”, ne kadar çalışılırsa çalışılsın, “bölgesel İslami otoriteler”
bile kurulamaz.
“İ’lây-ı Kelimetullah Stratejisi”, kesinlekle “sahih iman” ve “salih amel” eksenine
oturmuş bir “icraat hareketi”ni gerektirir. Unutmayalım, gökten bir nesil
inmeyecek ve hem o nesli biz yetiştireceğiz, hem de herkes yaptıklarından
hesaba çekilecek, yapması gerekip de yapmadıklarından da sual olunacak.
Büyük hedefler büyük bedeller ister. Büyük bedeller, büyük olmakla karşılanabilir. Artık büyük
olalam, Ümmet olalım!...
Giriş
Tarihi: (2774)
|