29.09.2017
LAİKLİK VE TÜRKİYE PRATİĞİ Bugün tuhaf bir durum var: Hâlâ hükümranlığına devam eden "Laik sistem", artık müslümanlar tarafından problem olarak görülmüyor. Hatta "ben müslümanım" diyenler arasında bile, sanki yaşadığımız problemlerin ana kaynağı İslam'mış gibi, sanki İslam'da hata varmış gibi, "Laiklik olmasa bugünkü dirlik ve düzenimiz olmazdı" demeye getiren hal ve sözler duyuluyor. Bu hususta genel bir kanaate doğru yol alındığını görmek çok acı verici. Oysa İslam'ın hakim olmadığı, İslam'ın unutturulduğu; İslam ahlâkının, İslam kültürünün, İslam sosyal sisteminin, İslami hukuk ve iktisat düzeninin ve bunlar gibi, İslam'a dair her ne varsa onun geçersiz kılındığı, hayata amir ve hakim olmadığı bir sistem içinde üreyen problemler, İslam'dan değil; İslamsızlıktan, müslüman millete İslam'ın budanarak, eksilterek, hak ile batıl karıştırılarak sunulmuş olmasındandır. Laiklik'i "sosyal barış"ı sağlayan bir çatı rolünde görme anlayışı müslümanlar arasında önce fiilen, sonra da kavlen kabul görmeye başlayınca, "Laiklik nedir, ne değildir?" sualinin cevabının yeniden verilmesi gereği hasıl oldu. Bu tanımlamanın, ülkemizdeki "Laikleşme süreci"nin nitelikleri ve bu süreçte neler yaşandığı, hangi zulümlerin yapıldığı, zulmün ne tür bir vahşet boyutuna ulaştığı konularıyla birlikte sunulması elzem oldu. Bu kitap, işte bu zorunluluktan doğdu. İSLAM İNKILÂBINDA METOD SORUNU İslami İnkılab Yolunda Karşılaşılan Metod Sorunları Üzerine Bir Analiz ve Metodolojik Yeterlilik Önerisi İslam inkılâbını gerçekleştirmeyi hedefleyen bir hareketin yapılanmasının esasları şöyledir: Hareketin Atmosferi: İhlas Hareketin Vücudu: Vahdet Hareketin Tabanı: Cemaat Hareketin Çatısı: Velâyet Hareketin Ekseni: İlim ve Salih Amel Hareketin Beyni: İstişare-Müşavere Hareketin Yansıması: Tebliğ ve Nasihat Hareketin Ufku: Sabır ve Azim Hareketin Yolu: Cepheleri Ayırma; Hicret Hareketin Yolu: Son Darbe; Cihad-Kıtal Hareketin Ruhu: Şehadet Şuuru İslami hareket, yapılanmasının bu esaslarını "insan unsuru"na dayanarak, "ortama göre" ve "aileler" üzerine bina ederse kalıcı nitelik kazanır. "İhlas" atmosferi olmadan "Vahdet" vücudu oluşturulamaz, yaşatılamaz. "İhlas" atmosferinin soluk verdiği "Vahdet" vücuduna birlikteliği sağlayacak ve koruyacak mayayı verip ayakta tutan iskelet, "Kardeşlik ve Fütüvvet"tir. Bu vücudun ayakları/tabanı ise "Cemaattir. Böyle bir vücudun hareket esnasında yolunu şaşırmayacağı bir eksene oturtulması lazımdır, ki o da "İlim ve Salih Amel"dir. Hareketi bu eksende hareketi doğru/hak bir eksen üzerinde, şaşmadan, sapmadan ve stratejik ataklarla ilerleyerek yürütecek "baş" ise "Velayet"tir. Demek ki "Kardeşlik ve Fütüvvet" mayasıyla mayalanarak bir araya gelip "İhlas" atmosferinden soluklanarak "Cemaat" tabanı/ayakları üzerinde duran "Vahdet" vücudu, "Velayet" çatısı/başı altında "İlim ve Salih Amel" eksenine yerleştirilerek aksiyoner ve dinamik bir karaktere kavuşturuldu. Ancak buna, yönlendirip yöneten bir "beyin" lazımdır, ki o da "İstişare/Müşavere"dir. Böylece ortaya bir İslami hareket çıkıyor. Ancak iki önemli unsura daha ihtiyaç var. Biri, dâvâyı başkalarına yansıtarak kemmiyeti ve keyfiyeti artırıp sürekliliği sağlayacak "Tebliğ ve Nasihat", diğeri ise davayı ortaya çıkacak tüm engellemelere rağmen yolundan alıkoyamayacak engin bir ufuk; "Sabır ve Azim." Artık ortaya çıkan hareket, kendi ekseninde tam bir hareket olmuştur. Ancak bunu zafere ulaştıracak bir yola koymak lazımdır, ki o yol iki aşamalıdır. Birinci aşamasında cepheler ayrılır, ki ona "Hicret ve Hicret Şuuru" diyoruz. Sonra ise "küfür cephesi"ne karşı taarruz gelir, ki onu da "Cihad" olarak isimlendiriyoruz. Bütün bunların varlığı tam bir İslami Hareket ortaya çıkarsa da, bu haliyle bu, "ölü" bir hareket olur. Hareketi uyandırıp canlandıracak ruh ise, "Şehadet Şuuru"dur. İNANÇ DEVLETİ - İdeal Devlet Teorisi- Bir toplum için "hukuk devleti", o toplumun "inanç devleti"dir. İnanç devleti, adı ve özellikleri ne olursa olsun, bir toplum hangi inanca sahipse, o toplumun devletinin de kurumsal ve hukuksal olarak o inancın gereklerine uygun olarak şekillenmesi ile oluşur. Eğer toplumun inancına uygun bir devlet kurulursa, devlet toplum tarafından benimsenir ve bu ikisi barış içinde bir arada yaşarlar. İnanç devleti olmayan devletlerde aslolan, "zor iktidarı"dır. İnanç devletinde ise "sevgi iktidarı" esastır. İnanç devletinin temel niteliklerini ise şöyle saymamız mümkündür: o Devletin hukuksal ve kurumsal yapısı toplumun inançlarına, kimlik ve kişilik değerlerini oluşturan esaslara ve Ana Kaynak'a uygun olarak tesbit ve tesis edilmiştir. o Zor iktidarı değil, sevgi iktidarı esastır. o Toplum-devlet uyumlaşması, rejim-toplum kabullenmesi gerçekleşmiştir. o Toplumun inancına ve pratiğine yönelik reformist ve dayatmacı tahrifler, değiştirmeler, saldırılar yoktur; bilâkis inanç yüceltilir, pratik tatbik ve teşvik edilir. o İnanç, ideolojileştirilmemiştir. o Hukukun ve hukuk devletinin temel niteliklerini bünyesinde barındırır.
 | | İNANÇ DEVLETİ | Bir İdeal Devlet Teorisi | | Ma'ruf Yayınları | Git | | | Kitap Yurdu | Git | | | | | Ma'ruf Yayınları | |  | | İSLAM İNKILABINDA METOD SORUNU | | Ma'ruf Yayınları | Git | | | Kitap Yurdu | Git | | | | | Ma'ruf Yayınları | |  | | İRTİCANIN ÇİRKİN YÜZÜ | | Ma'ruf Yayınları | Git | | | Kitap Yurdu | Git | | | | | Ma'ruf Yayınları | |  | | LAİKLİK VE TÜRKİYE PRATİĞİ | | Ma'ruf Yayınları | Git | | | Kitap Yurdu | Git | | | | | Ma'ruf Yayınları | |  | | ELİN ARKASINDAKİ EL | | Yenidevir Yayınları | Git | | | | | Yenidevir Yayınları | |  | | 15 TEMMUZ DESTANI | Tankın Değil Halkın Zaferi | | Kitap Yurdu | Git | | | | | Mevsimler Kitap | |  | | İHVAN-I MÜSLİMİN | Ortadoğu'da İslamcı Siyasetin Rolmodeli | | Kitap Yurdu | Git | | | | | Ozan Yayıncılık | |
Giriş
Tarihi: 29.09.2017 (1553)
|